Haber

AK Parti Sözcüsü Çelik: “Şu anda Netanyahu’nun zihniyetinin DEAŞ’ın zihniyetinden hiçbir farkı yok.”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Şu anda Netanyahu’nun zihniyetinin DEAŞ zihniyetinden hiçbir farkı yok. Bu işgale, bu saldırganlığa, bu soykırım faaliyetlerine karşı çıkan herkesi bir şekilde kriminalize etmeye çalışıyorlar. Türkiye boyun eğmeyecek” dedi. bu herhangi bir şekilde.” “Buna boyun eğmeyeceğiz” dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Genel Merkezi’nde MKYK sonrası gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Sözcü Çelik, MKYK toplantısının seçim dönemine damga vurduğunu belirtti. MKYK’da çalışma dönemi siyasetinin bir araya getirilmesi için herkesin elinden geleni yapması gerektiğinin söylendiğini ve değerlendirildiğini belirten Çelik, “Birimlerimiz bunun hazırlıklarını yapıyor. MKYK toplantımızda bölgesel ve uluslararası gelişmeler gündem maddesi olarak ele alındı. Elbette Gazze meselesi sadece bu başlık altında konuşuldu, Türkiye.” Örgütün durumu ve şu ana kadar gelinen nokta MKYK’mızda kapsamlı bir şekilde değerlendirildi. Soru-cevaplarla çeşitli konular tartışıldı. Bildiğiniz gibi teşkilat başkanlığımız yeni MKYK’mızdan yetki talebinde bulundu. Teşkilatlarla ilgili il ve ilçelerin atanması konusunda genel başkanımıza yetki verir. Bu makamın talebi görüşüldü ve uygun görüldü. Aynı zamanda Seçim İşleri Müdürlüğümüz, seçim takvimlerimizin ilanı ve çeşitli düzeylerinin belirlenmesi konusunda yetki talebinde bulunmuştur. Bu takvimin nasıl işleyeceği, bunun nasıl gerçekleşeceğine dair nihai çalışmalar tamamlanıp liderimizin onayına sunulduktan sonra bir iki gün içinde kamuoyuyla paylaşılacak. Tabi geldiğimiz noktada bu MKYK toplantısı ve bu yetkililerin atanmasıyla bizim için seçim dönemi çalışmaları ve takvimi resmen başlamış oldu. Ancak yöneticilerin adaylarımıza başvuracağı takvim burada olup, takvim çalışması da genel başkanımızın onayıyla bir gün içerisinde kamuoyuyla paylaşılacaktır. Ancak AK Parti MKYK açısından bu çalışmaların resmi başlangıcı bu MKYK ile gerçekleşti.”

“BM hiçbir şekilde sürecin gidişatına müdahil değil”

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Gazze’de yaşananları dehşet verici olarak nitelendirdiğini hatırlatan Çelik, “Guterres, bombaların doğrudan hedefinin insanlar olduğunu belirtiyor ancak bu açıklamalara rağmen BM sürecin gidişatına müdahil değil” dedi. Rusya’nın sunduğu yasa tasarısının ABD (ABD) ve diğerleri tarafından, ABD’nin sunduğu yasa tasarısının ise başka biri tarafından engellenmesiyle bu tablo ortaya çıkıyor. 121 ülke İsrail’e ateşkes çağrısında bulundu. Bütün bu resimde BM İnsan Hakları Komiseri “Durumun vahşetini gördükten sonra istifa etti. Maalesef Srebrenica’da da aynı şeyin yaşandığı bir süreç ortaya çıktı. Mevcut durum uluslararası sistemin iflas ettiği bir duruma geldi.” “dedi.

Çelik, Ukrayna ve Filistin için iki ayrı standart ortaya konulduğuna dikkati çekerek, “Sonuçta gördüğümüz şu ki, Gazze’deki bu kısır döngü, insanların sürekli hedef alınıp vahşice öldürüldüğü bu baskınlar, Gazze’deki bu kısır döngü, Gazze’deki bu kısır döngü, Gazze’deki bu kısır döngü, her zaman insanların hedef alındığı ve vahşice öldürüldüğü bu baskınlar, İsrail’in sonu gelmeden bitmeyecek. 2 devletli çözüm uygulanıyor. O yüzden.” “Birinci çerçevede ateşkesin sağlanması, ikinci çerçevede ise 2 devletli çözümün mutlaka ortaya çıkması gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın İsrail ordusunu sorumlu tutacak her türlü girişimi destekleyeceğini ifade etmesi bu açıdan değerlidir. Tüm uluslararası toplumu Cumhurbaşkanımızın bu girişimini desteklemeye davet ediyoruz, “Savaş suçları ve insan hakları ihlallerinden sorumlu olanların gereken cezayı alması için uluslararası toplum gerekli inisiyatifi göstermelidir” dedi.

“Tevrat’tan alıntılar yaparak dinleri ve dini duyguları kendi vahşeti için kullanmaya çalışıyor.”

İsrail’in savaş suçu işlediğini söyleyenleri Hamas’ı desteklemekle suçladığını belirten Çelik, “Netanyahu’nun yaptığı sadece katliam politikasının üstünü kapatmaktır. Tevrat’tan alıntılar yaparak dinleri ve dini duyguları kendi vahşeti için kullanmaya çalışmaktadır. Yaptıklarının sorumlusu kim olursa olsun, insanlık dışı katliamları meşrulaştırmak ve onlara destek bulmak için Tevrat’tan ve İncil’den referanslar getiriyorsa, Tevrat’a ve İncil’e uyanlara saygısızlık etmiş, Tevrat’ı ve İncil’i hedef almış demektir. İncil’in takipçileri en büyük itirazı Tevrat ve İncil’in bu katliamlara destek olarak kullanılmasına getirmelidir.Cumhurbaşkanımız defalarca bunun bir din savaşına dönüştürülmemesi gerektiğini söylemiştir.Fakat bunu yaparak Netanyahu ve bazı mevkidaşları Amerika sorunun önüne geçebilecektir: “Hilal savaşı’na çevirmek gibi tüm dünyayı ateşe verecek bir sorumsuzlukla hareket ediyor.”

“Netanyahu hükümetinin Filistin davasını kriminalize etme çabalarını görmemiz gerekiyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çözüme ilişkin güçlü bir diplomasi yürüttüğünü belirten Çelik, “Tabi dünya halklarının umutlu dayanışması ve 121 ülkenin bu konuyu kınayan karar taslağını imzalaması gibi gelişmeler bile gösteriyor ki, daha fazla çalışma yapılması ve ilerleme sağlanması gerekiyor. Bu noktada ateşkes mi yapılır, yoksa insani yardım aracı mı yapılır konuşulur. Dünya ateşkes çağrısında bulunurken, ABD insani yardım aracı vermekten bahsediyor. Netanyahu hükümeti buna bile karşı çıkıyor. Bu Hamas’ın işine yarar. Şimdi bakın Netanyahu hükümetinin bu politikasının arkasında Filistin davasını kriminalize etme çabasını görüyoruz “Ateşkesten bahsediyoruz, iki devletli çözümden bahsediyoruz. Ancak bırakın bunları, Filistin davasının tamamını savunmaya çalışıyor. Dini tartışmalardan diğer konulara kadar, sorunu tüm bölgeyi kapsayacak bir din savaşına dönüştürme tavrı içindedir” dedi.

Avrupalıların ve Amerikalıların meseleye uzaktan bakmanın sorunu çözebileceğini düşündüklerini belirten Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şu anda tüm uluslararası kurumlar ve insanların insan haklarına ilişkin tüm müktesebat test ediliyor. Avrupalılar ve Amerikalılar, sorunu uzaktan izlemenin sorunu çözebileceğini düşünüyor. İsrail’in bu konuda takıntılı olduğunu biliyorlar. Oraya savaş gemileri, nükleer denizaltılar gönderiyorlar. Zamanın kimseye faydası olmayacak. Milyonlarca Afrikalı acı çekecek.” Onlarca yıldır onları köleleştirenler, 200 bin Cezayirliyi katledenler, 1995’te Srebrenica’da soykırım yapanlar artık aynı yazılımı tekrar çalıştırdıklarının farkına varmalılar. Netanyahu hükümeti şu anda Nazilerin yaptığını yapıyor. Netanyahu hükümetinin yaptığı, Nazilerin yaptığının aynısıdır. Dünyanın buna bir dur demesi gerekiyor. Aksi takdirde insanlık “Netanyahu hükümetini yönetenlerin maalesef katliam politikası altında tüm medeniyetin kazanımları ezilip yok edilecek.”

“Cumhurbaşkanımız önümüzdeki günlerde yeni bir diplomasi atağına yeniden başlayacak.”

Önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni bir diplomasi atağına yeniden başlayacağını belirten Çelik, “Bu konuyu en yakından kendisinin takip ettiğini biliyoruz. Umarım Türkiye’nin öne sürdüğü ateşkes ve ardından gelen barış, iki devletin de hayata geçmesine olanak sağlar.” Çözüme ulaşmak için garantör mekanizması.” “Çalışmalar devam ediyor. Ayrıca Dışişleri Bakanlığımız ve Milli İstihbarat Teşkilatımız da konuyu muhataplarıyla görüşmeye ve yakından takip etmeye devam ediyor.”

Bir gazeteci “Gazze’ye yapılan yardımı yeterli buluyor musunuz?” diye sordu. Soruyu yanıtlayan Çelik, “Bizim değerlendirmelerimize göre kurumlarımızın değerlendirmelerine göre Gazze’ye günde en az 500 TIR yardım girmesi gerekiyor. Peki toplam 32 günde kaç tır girdi? 450 yıllık yardım girdi. Yani bir günde girmesi gereken yardım miktarı bile 32 günde girmedi.” “Türkiye, insani yardımdan sağlık hizmetlerine kadar her türlü desteği, tüm imkan ve kabiliyetleriyle vermeye hazır. Ancak İsrail tarafı bunu engelliyor. Yani düşünün ki, bütün bir uluslararası sistem, günlük insani yardımı bile yapmaktan acizdir. Gazze’nin tahliyesi gibi.” Hiçbir şeyi asla kabul edemeyiz. Bu kesinlikle söz konusu olamaz. “Ya Gazze’yi boşaltın, ya da hepinizi öldüreceğiz” gibi bir seçeneğin öne sürülmesi, uluslararası sistemin tamamen iflası ve barbarlığın hakimiyeti anlamına geliyor. Gazze’nin boşaltılması, Netanyahu hükümetinin ve bu zihniyete sahip olanların Filistin davasını yok etmeyeceği anlamına geliyor. Ortadan kaldırmak anlamına gelir. Buna hiçbir şekilde olumlu bakılamaz. “Buna hiçbir şekilde izin verilemez” diye yanıtladı.

“İsrail kendi sesi dışında bir sese tahammül edemez.”

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun BM Genel Sekreteri’ni istifaya davet etmesiyle ilgili Çelik, “Zaten BM bir şey yapamaz. En azından genel sekreterleri bunun bir dehşet olduğunu söylüyor. Ama kurumsal olarak hiçbir şey yapamıyor. İsrail tahammül bile edemiyor.” Yani İsrail kendisinden başka bir şeydir.” Sesin duyulmasına tahammül edemez. İsrail’in Gazze’ye saldırısı artık oradaki masum insanların yanı sıra uluslararası düzeni, uluslararası hukuku ve uluslararası kurumları da hedef alıyor. Belki de genel sekreterin açıklaması şu ana kadar yapılan en yumuşak tonlu açıklamalardan biri. Ama İsrail bunu bile yapıyor. Dolayısıyla İsrail’in buradaki hedefinin meşru müdafaa hakkıyla hiçbir ilgisi olmadığını, Netanyahu hükümetinin başka hedeflerin peşinde olduğunu görmek gerekiyor. 2. Bu son derece hain bir hiledir. Ancak Netanyahu hükümeti Hamas’la savaştığını söylerken yaklaşık 10 bin kişi hayatını kaybetti. . Bu üyelerin hepsi şimdi örgütün üyeleri miydi? Bütün bu üyeler bir örgütün üyeleri miydi? Bunların hepsi sivil ve masum insanlar. Bunlar askeri vasıfları olmayan kişilerdir. Şu anda Netanyahu’nun zihniyeti IŞİD’in zihniyetinden farklı değil. Yani bu işgale, bu saldırganlığa, bu soykırım faaliyetlerine karşı çıkan herkesi bir şekilde kriminalize etmeye çalışıyorlar. Türkiye hiçbir şekilde buna boyun eğmeyecektir. “Buna boyun eğmeyeceğiz” dedi.

‘İsveç NATO üyeliği konusunda hangi aşamada?’ Soru üzerine Çelik, “Bu aşamada hükümetin iradesi, Cumhurbaşkanlığının iradesi bunu Meclis’e gönderdi. Artık karar yetkisi Meclis’te. Büyük Meclis” dedi. Değerlendirecek. İsveç’in attığı adımları yeterli bulursa onaylar, değilse onaylamaz. Takvimle ilgili söyleyecek bir şeyim yok.” “Bunu söylemem doğru olmaz. Şu anda birinci aşama ikinci aşamaya geçti. Bunu Yüce Meclis’in değerli üyeleri takdir edecektir” dedi.

CHP’de genel başkan seçimiyle ilgili soru üzerine Çelik, “Yeni göreve gelenleri tebrik ediyoruz. Ancak biz orada bir değişiklik göremedik. Aynı telaffuzlar tekrarlanıyor. Siyasi değişimi Türkiye’ye taşıyan parti” dedi. Türkiye yine AK Parti’dir. Türkiye’de siyasi değişimin gerekliliğini fark eden AK Parti’dir.” “Takımlar Cumhur İttifakı takımlarıdır. Bizim gördüğümüz CHP de tıpkı CHP gibidir, orada sadece koltuk değişikliği oldu” dedi. – ANKARA

habercifteler.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu